13 Eylül 2012 Perşembe



Bir otel odası yalnızlığındayım. Kapılarımı kimselere açamıyorum. Bir ses geliyor merdivenden beni de al içeri diye. 

Duyduğum sadece nisyan duygusuna eşlik ediyor. Elimin ayası gibi sadece bana sıcak bir yara izi… 

Pencereden bakıyorum gelen vapurda seni görmek için ama gördüğümle bana yürüyerek gelen beden aynı değil. Ruhunu başka kapılarda bırakmış kendine yabancı arayışta… 

Gök semaya bakıyor dünyaya kendini tanıtmak ister gibi elinde kalbini taşıyor elinde atıyor yüreği bıraksa düşecek… 

Cam kenarında bir çığlık kurtar beni diyor ruhumu sarnıçlardan çıkar ve bana bağışla…Yabancıyım kendime bile… 

Yeniden doğur beni annesiz olarak sadece yeniden doğur bana önce ses ver her şeyden önce çığlık ver ki nefesim sessiz kalmasın… 

Artık ıssız adalarda yaşamak değil mezelerde ki gibi herkesin dilinde olmak istiyorum. Masa masa gezip beni görmelerini bir yosmanın arsızlığında şen kahkahalar atarak yalnızlığıma eşlik etmelerini ve bana bakarak işte hayat dediğin bu kadının kırmızı rujunda desinler… 

Hiç kimse bilmesin benim bir erkek olduğumu kadın ruhuma sığdırdığım hayatı iki dünyada bir giz içinde yaşadığımı… 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder